AileDârul Harb FetvalarıKadınSual & Cevâb

Anlaşmalı Boşanma ile “Yetîm Aylığı” veyâhūd “Yetîm Maâşı” Almak Caiz midir ?

    Süâl: Esâsında, evli olan kadının, devletin, SGK (Sosyal Güvenlik Kurumu) eli ile “Sigorta Primi” adı altında, cebren ödetdiği paralara bağlı olarak, babasının veyâhūd anasının vefâtına değin, alâkalı mevzūât çerçevesinde “Emekli Maâşı” adı altında ödediği
maâşları üzerinden, kocası/zevci ile mutâbakata vararak, devletin mahkemesine baş vurup, resmî evlilik akdini, devletin hâkimine fesih etdirmek sūretiyle, devletin ” Sosyal Güvenlik Kurumu ” nâm mü’essesesinden “Yetîm Aylığı” veyâhūd “Yetîm Maâşı” adı altında paralar alıp, bi’z-zât nefsi için sarf eylemesi câiz/halâl olur mu?

Cevâb: Süâlde mezkûr kadının, vefât eden babasının veyâhūd anasının, SGK’de herhangi bir matlûbu kalmış olup, işbu matlûbunu  tahsîl edemeden veyâhūd ibrâ-yı iskât etmeden vefât etmiş iseler, mezkûr matlûb her ne ad altında tahsîl edilmiş olursa olsun, mîrâs hükmünde olduğundan ötürü, mezkûr vefât etmiş baba veyâhūd ananın mîrâsçısı sâdece, süâlde mezkûr kadın ise, zengin ise dahi, matlûb tahsîl edilene değin, devletin, SGK eli ile “Yetim Aylığı” veyâhûd  “Yetîm Maâşı” adı altında ödediği paraları alıp, bi’z-zât nefsi için sarf eylemesi câiz/halâl olur.

Süâlde mezkûr kadının yanı sıra başka mîrâsçıları da mevcûd olması hâlinde ise, mezkûr matlûb bitene değin, her ay SGK’den “Yetim Maâşı” adı altında tahsîl edilen işbu paralar, Şerîat-ı Muhammediyye’nin mîrâs ahlâmına münâsib bir şekilde, mîrâsçıları beyninde taksîm edilmesi lâzımedir.

Süâlde mezkûr kadının, vefât eden babasının veyâhūd anasının, SGK’de herhangi bir matûbu kalmamış veyâhûd ibrâ-yı iskât etmiş veyâhūd mîrâs hükmündeki mezkûr matlûbun tamâmı SGK’den -her ne ad altında olursa olsun, herhangi bir hükmî te’sîri olmaksızın- “Yetim Aylığı” veyâhūd “Yetîm Maâşı” adı altında tahsîl edilip, mîrâsçıları beyninde, Şerîat-ı Muhammediyye’nin mîrâs ahkâmına münâsib bir şekilde taksîm edilmiş ise, devletin, SGK eli ile “Yetîm Maâşı” adı altında verdiği paraların hemen hemen tamâmı kendisine âid olmadığından, esâsında, devletin, SGK eli ile -bi’l-hâssâ- cebren “Sigorta Primi” adı altında ödetdiği işbu paraları sâhiblerine iâde etmesi lâzıme olmasına rağmen, alâkalı mevzūâtında herhangi bir iâde kâidesi mevcûd olmamasına binâen, -mezkûr paraların sâhibleri bulunma ihtimâlı hemen hemen olmayan- lukata olmaları sebebiyle -zâten, süâlde mezkûr kadının da, behemehâl, devletin her ne ad altında olursa olsun, verdiği her nev’ parayı/mâlı alması lâzıme olmakla berâber- bi’z-zât nefsi için sarf eylemesi, -kocası/zevci ile mutâbakata vararak, devletin mahkemesine baş vurup, resmî evlilik akdini, devletin hâkimine fesih etdirmesinin herhangi bir hükmî te’sîri olmaksızın- fakîr olmak mutlak şartıyla câiz/halâl olur.

Devletin, SGK eli ile “Yetîm Aylığı” veyâhūd “Yetîm Maâşı” adı altında verdiği paraları Hîleli Boşanma” veyâhūd çeşitli bahânelerle, fâiziyle geri almak veyâhūd emsâli mutlak riskler mevcûd bulunması hâlinde, zâten, devletin verdiği her nev’ parayı/mâlı almanın lâzıme olması hükmü sâkıt olacağından, süâlde mezkûr kadının, ma’amâfîh, fakîr olmasına binâen, devletin, SGK eli ile verdiği mezkûr maâşları alması câiz/halâl olmakla berâber sahîh olmaz.

Zîrâ, zarara dûçâr olma ihtimâli ziyâdesiyle mevcûddur.

HÂŞİYE 

Bâzı -üstelik “hōca” sıfatlı- bî-dirâyet, şuūrdan mahrūm kimselerin iddiâ etdikleri gibi bu işde “Hîleli boşanmak sūretiyle, devletin aldatılıp, SGK’nin dolandırılması” asla ve kat’â bahis mevzuu değildir.

Zîrâ, devletin indinde, devletin hâkimi tarafından, her ne sebebden ötürü olmuş olursa olsun -süâlde mezkûr kadın, kocasıyla/zevciyle mutâbakata varmış dahi olsa- netîce îtibâriyle, süâlde mezkûr kadının, resmî evlilik akdinin fesih edilmiş olduğundan “dul” add edilmekdedir.

Ve dahası, devletin kânûn-i esâsîsinde, resmî evlilik akidlerini, devletin mahkemesine baş vurup, devletin hâkimine fesih etdirenlerin, eskiden olduğu gibi, ayni evde berâber yaşamağâ devâm etmelerini memnû kılan herhangi bir kânûn mevcûd değildir.

Ve dahi, devlet, -bizi alâkadâr eden kısmıyla- mü’min ve mü’mine tebeâsının îtikâdlarından kaynaklanan, -Allah’ın (celle celâluhû) kabûl buyurduğu- nikâhlarını kabûl etmekde değil ki;

“Hîleli boşanmak sūretiyle, SGK’nın dolandırılıp, “Yetîm Aylığı” veyâhūd “Yetîm Maâşı” almak harâmdır.” denilmesi sahîh olsun!!! 

Esâs hîle, devletin, “Devletin dîni islâmdır”dan “Laiklik”e geçdiğinden beri hiçbir zamân kabûl etmediği bir nikâhı “Sosyal Güvenlik Kurumu” nâm mü’essesesinin, hemen hemen tamâmını, “Sigorta Primi” adı altında, cebren alıp, sâir devlet mü’esseselerine, uzun vâdeli, sâkıt fâizli kredi vermek veyâhūd fâize yatırmak sūretiyle işletdiği ve hakksız yere kesdiği para cezâlarıyla doldurduğu kasasından -GAP gibi, sosyal güvenlik ve çalışma hayâtı ile bî-alâka projeler hâric- mümkin olduğunca, tebeâsından herhangi bir ferde verilmek, üzere, 1 kuruş dahi para çıkmaması için kabûlüymüş gibi davranmasıdır!!!

CEMÂL ÜNAL

İslâm Devletler Huḳūḳu

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu